Percy Jackson Ve Olimposlular Olimpos Kahramanları

Percy Jackson Olimpos Kahramanları

Serinin ilk kitabı Kayıp Kahraman, Şimşek Hırsızı tadında bir kitap; yeni melezler, yeni bir görev, yeni maceralar... Ama kitabı böylesine şevkle okumamı sağlayan şey kitabın yeni maceraları ve melezleri, Son Olimposlu'da bıraktığım eski Melez Kampı'yla buluşturması. Bu yüzden de hem yeni maceralara atılmak, yeni melezleri tanımak için büyük bir heyecan duydum hem de uzun bir aradan sonra eve dönmüş gibi hissettim kitap boyunca :)

PJO'daki karakterler, gerek davranışları gerekse düşünme biçimleriyle benden yaşça küçük olduklarını hissettiriyordu. Bu nedenle PJO'yu okurken karakterlere bir abla gözüyle yaklaşıyordum. Fakat Kayıp Kahraman'da, bu karakterlerin gözle görülür bir değişim geçirmeleriyle kendimi kitaba daha çok kaptırdım. Karşımızda kendini geliştirmiş, yeteneklerinin ve sınırlarının farkında olan, daha olgun karakterler var. Bu durum, özellikle Annabeth'te çok belirgin. PJO'daki Annabeth'i pek sevmezdim, bana fazla burnu havada ve mükemmel gelirdi. Ama Kayıp Kahraman'daki hâline fazlasıyla kanım ısındı, öyle ki ben bile bu duruma şaşırdım.

Rick Riordan'ın mitolojik efsaneleri ve karakterleri, kurguladığı dünyayla buluşturma şeklini seviyorum. Yaptığı minik değişikliklerle bu antik efsaneleri ve karakterleri başarıyla günümüz dünyasına uyarlıyor ve farkını ortaya koyuyor. Kendisini favori yazarlarımdan biri yapan özelliklerin başında bu becerisi
geliyor zaten. 
Kayıp Kahraman'ı okurken fark ettiğim becerisi ise karakterleri ustaca işlemesi ve romanlarında bu karakterlere gelişmeleri için yer bırakması. Rick Riordan bir gün çıkıp da kitaplarında geçen karakterlerin oğlunun arkadaşı olduğunu veya bu maceraları geçmişte kendisinin yaşadığını söylerse hiç şaşırmam; adamın kurguladığı dünya, işlediği karakterler o derece gerçek geliyor bana.

Kayıp Kahraman akıcı bir anlatıma, sürükleyici bir kurguya ve gerçekçi karakterlere sahip bir kitap; kısacası tam bir Rick Riordan kitabı. Seriyi henüz bitirmediğim hâlde, Olimpos Kahramanları serisini PJO'dan daha çok seveceğimi düşünüyorum.



Puan:5




Spoiler 2. Seri 5. (Sonuncu) Kitap

Jason uyandığında kendini bir okul otobüsünde bulur. Üstelik yanında onun ellerini tutan bir kız ve durmadan şakalar yapan hareketli bir çocuk vardır. Çevresinde, yaşıt olduğunu anladığı çocuklar şarkılar söylerken onunsa büyük bir problemi vardır. Çünkü kim olduğu hakkında hiçbir fikri yoktur. Yanındakiler ise o uzun süredir oradaymış gibi davranıyorlardır. Çok geçmeden ellerini tutan ve sevgili olduklarını iddaa eden Piper adındaki kıza ve hareketli kıvırcık saçlı çocuğa- Leo’ya- geçmişine ait bir şey hatırlamadığını ve onları tanımadığını söyler. Leo ve Piper ona inanmazlar çünkü onlara göre Jason yaklaşık bir yıldır onlarladır. Okul otobüsü durduğunda,sorumlu koçları Hedge, onları yönlendirir. Bu sırada ani bir fırtına da baş gösterir. Çıkan fırtına cisim almaya başlar. Diğer çocuklar bu olayı sıradan bir fırtına olarak algılarken Jason, Piper ve Leo bunların mitolojik yaratıklar olduğunun farkına varmışlardır. Koç Hedge de öyle… 

Onları bu yaratıklardan kurtarmak için kendini feda eder ve jason sanki daha önce defalarca yapmış gibi cebinden bir bozuk para çıkararak havaya atar. Atılan para bir kılıca dönüşür ve elektrik alır. Leo ve Piper şaşkınlıkla olanları izlerken, havadan uçan bir at –Pegasus- iner.
Sıtında da iki kişi taşımaktadır. Biri renkli gözlü iri bir çocuktur. Diğeri ise; sarışın ve güzel bir kız olup insanı çarpan türden parlak gri gözleri vardır. Yere indiklerinde kız etrafa sinirle bakar ve gökyüzüne bakarak bağırmaya başlar. Daha sonra tek kelime etmeden onları melez kampına götürür. Jason , diğer iri çocuktan, sarışın kızın kayıp erkek arkadaşını aradığını öğrenir. Kampa geldiklerinde sarışın kız adının Annabeth olduğunu zeka,bilgelik ve savaş tanrıçası Athena’nın kızı olduğunu söyler. Melez kampı da; hala hayatta olan antik yunan tanrılarının insanlardan olan melez çocuklarının yaşaması içindir.Yarı tanrı çocuklar için dışarıdaki hayat çok tehlikeli olduğundan burada yaşar ve savaş eğitim alırlar.Üstelik tanrı olan anne ya da babalarına ait kulübede kalırlar. Annabeth, onların da yarı tanrı olduğunu söyler. Yalnız tek sorunları şudur ki: hiç biri henüz hangi tanrının çocuğu olduğunu bilmemektedirler.


Leo; bir oyun esnasında maden, işçilik, makine ve tamirci tanrı olan Hephaistos ‘un oğlu olduğunu öğrenir. Piper ise güzellik ve aşk tanrıçası olan Afrodit’in kızıdır. Jason da gökte şimşekler çaktırınca, tanrıların kralı Zeus’un oğlu olduğunu öğrenirler. Melez kampından aldıkları görevle, tanrıların kraliçesi ve Zeus’un karısı Tanrıça Hera’yı kurtarmak için yola çıkarlar. Bu görevde baş düşmanları ise toprak tanrıça yani Gaia ‘ dır. Gaia, birinci çocukları olan kötü titanların tanrılar tarafından yok edilmesiyle ikinci çocuklarını yaratır. Bu çocukların adı Gigantlar olup, her bir gigant bir tanrıyı yok etsin diye yaratılmıştır. Bu sebeple onları öldürmek için bir tanrının yardımı gerekmektedir. Ancak tanrılar etkisiz durumdadır.

Bu sebeple bu üçlünün hayatta kalma şansları çok küçük olmakla birlikte, her biri başka bir sebepten ötürü Hera’yı kurtarmak istemektedirler. Jason’ın hafızasını çalan ve onu bu kampa getiren Hera’ dır. Onu bularak hafızasını geri getirmeyi düşünmektedir. Piper’ın babası bir gigant tarafından kaçırılmıştır ve babasını geri alabilmesi için gigantın tek şartı jason ve Leo’nun ölmeleridir. Leo da küçükken sahip olduğu çılgın bakıcısının kılık değiştiren Hera olduğunu anlamıştır. Böylece Leo bronz bir ejderhayı kendilerini taşımaları için eğitir ve yeniden proglamlar. Yolda onlar için en büyük sıkıntı teşkil eden karlar tanrıçasıyla karşılaştıklarında, rüzgarlar tanrısı Aeolus’un yardımını alarak kaçarlar. Piper’ın annesi Afrodit, onlara Piper’ın babasına ulaşmaları için gerekli yardımı sağlar. Piper, babasını kurtarırlarken Jason ve Leo’ya asla ihanet etmez. Bu sırada da Jason’la arasında farklı bir şeyler olduğunu da hissetmeye başlamıştır.

Nihayet Hera’nın tutsak edildiği yere vardıklarında, bir tanrıçayı bile tutsak edebilecek olan gigantlar kralı ile karşılaşırlar. Bu gigant, Zeus’a karşılık yapılmıştır. Hera’yı kaçırmasının sebebi de onun enerjisini kullanıp yeniden güçlenmektir. Leo ve Piper,kafesi açarlar. Hera dışarı çıktığında, gigant kralı henüz güçlü olmadığı için kaçar. Görevden sağ çıkmayı başarabilen bu üç yarı tanrı, kampa geri dönerken, Jason da yavaş yavaş geçmişini hatırlamaya başladığını hisseder. Jason, Roma kampından gelmektedir. Üstelik o kampın yani -antik romaca- Lejyonun lideridir. Hera ise onun hafızasını silerek, onu Yunan kampının lideri yapmış, belli melezlerle bir araya getirmiştir. Neler olduğunu fark ederek, kampın önemli meselelerinin konuşulduğu büyük eve gider. İçeride tüm tanrıları temsilen bir çocuğun, kamp müdürünün, Annabeth, Leo, ve Piper’ın da orada olduğunu görür. Onlara düşündüklerini
anlattığında Annabeth’in de; kayıp erkek arkadaşı olan denizler tanrısı Poseidon’un oğlu Percy Jackson’ın şuan nerede olduğunu anladığını fark eder. 


Tanrıça Hera, tanrıların gigant savaşında melezlere ihtiyacı olduğunu fark edip, yunan ve roma kamplarının liderlerini yer değiştirmiştir. Böylece roma kampının lideri Jason Grace, yunan kampının lideri, yunan kampının lideri Percy Jackson ise Roma kampının lideri olmuştur. Ve tabii ki her ikisi de geçmişlerine dair hafızaları silinmiştir. Kitap seriyi oluşturan büyük kehanetle devam eder: 

“Yedi melez çağrıya kulak verecek, dünya fırtına ya da ateşte yok olacak, son nefesleri pahasına bir söz verilecek ve düşmanlar ölümün kapılarına dizilecek…”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Percy Jackson Ve Olimposlular Kayıp Kahraman

Percy Jackson Ve Olimposlular Neptün'ün Oğlu